Göbeklitepe’nin sırları İnsanlık tarihinin en eski medeniyeti olan ve 12 bin yaşındaki Göbeklitepe’nin sırları hâlâ çözülemedi. Göbeklitepe’nin şaşırtan sırları pek çok insan tarafından merak edilmekte. Göbeklitepe’nin hikâyesi oldukça ilgi çekicidir.
Göbeklitepe, bir çobanın hayvanlarını otlatırken bulduğu, dünyanın en eski sayılan arkeolojik keşfidir. Bu keşfin günümüzde sadece yüzde beşlik bir kısmı ortaya çıkarılabilmiştir. Tam anlamıyla çözülemediği için de hakkında oldukça fazla söylenti ve efsaneler çıkmıştır.
Göbeklitepe Hakkındaki İddialar
Göbeklitepe hakkında ortaya atılan birçok iddia bulunmaktadır.
- İbrahim’in tapınağı, Sirius’a tapmak için yapıldığı, Sümerler’den kaldığı, Stonehenge ile benzer bir inanç olduğunu söyleyen teoriler,
- Göbeklitepe’nin, Sefertepe, Hamzantepe ve Karahantepe tapınaklarıyla bir dörtlü şeklinde olduğunu savunan tarihçiler,
- Dinin doğduğu yer, Aden Bahçesi, Cennet Bahçesi olduğunu söyleyenler,
- Kazıları yöneten Arkeolog Klaus Schmidt tarafından söylenen, Âdem ile Havva’nın yaşadığı cennet bahçesindeki tapınak iddiası,
- Tapınak Şövalyeleri’nin gizli kutsal kâseyi oraya sakladıkları söylentisi gibi birçok teori ortaya atıldı.
En çok ilgi gören iddia, Alman Arkeolog Klaus Schmidt’in, kutsal kitaplarda yer alan ve Âdem ile Havva’nın kovulmuş olduğu cennet bahçesinin Şanlıurfa’da olduğunu savunmasıdır. Ona göre Göbeklitepe, kutsal kitaplarda anlatılan yerdir ve bulguların iddialarını desteklediğini söylemektedir. Arkeolog Schmidt, yaklaşık olarak on dört bin yıl öncesinden kalan buluntular doğrultusunda, Âdem ve Havva’nın yasak meyveyi yiyerek kovuldukları yerin bizzat Göbeklitepe olduğunu söylemektedir.
Göbeklitepe’nin Keşfi
1994 yılında, hayvanlarını otlatmaya giden bir çoban, Şanlıurfa Göbeklitepe’de dikdörtgen ve üzerinde çeşitli oymalar bulunan taşlar bularak yetkililere götürmüştür. İstanbul’dan Alman Arkeoloji Enstitüsü’nde görev alan Klaus Schmidt, Göbeklitepe’ye giderek incelemeler başlatmıştır. Kazı çalışmalarında, Milattan önce toprağa gömülmüş 45 adet T şeklinde anıt ve üzerlerinde yılan, domuz, aslan, balık, ördek ve avcı insan figürleri bulundu. Bu anıtların her biri 15 ton ve 6 metreydi. Mısır Piramitleri bile 4500 yaşında iken bulunan bu kazı dünyanın en eski ve en önemli arkeolojik çalışması olmuştu.
Kazılar her yıl eylül ve ekim ayları içinde onar haftalık süreçlerde yapılmaktadır. Günümüze kadar yapılan kazı çalışmaları sonucu Neolitik Çağ yerleşimi olduğu anlaşıldı.